1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. Tuğrul Türkeş'ten 'fiili durum' açıklaması
Tuğrul Türkeş'ten 'fiili durum' açıklaması

Tuğrul Türkeş'ten 'fiili durum' açıklaması

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, fiili durumu hukuki çerçeveye yerleştiriyorsunuz sözlerinin tuzak olduğunu belirterek, açıklamalar yaptı.

A+A-

AK Parti Ankara İl Başkanlığının "Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı" Cemil Meriç Kültür Merkezinde düzenlendi. Toplantıya katılan Türkeş,15 Temmuz darbe girişimi sonrasında iş akdi feshedilenler hakkında "Bu kadar olur mu? Bu işin içinde bu kadar adam yoktur" gibi iddialar gündeme geldiğini ifade etti.

Türkeş sözlerine şöyle devam etti, "Maalesef üzülerek söylüyorum ki hala çıkıyor. O ilk furyada işten atılan, soruşturmaya tabi ve yargılamaya muhatap olan insanların ötesinde altı ay geçtiği halde hala yeni bulunan, takip edilen, gözaltına alınan ve yargıya muhatap olan insanlar oluyor. Demek ki tam olarak bu hastalığı bünyeden temizleyemedik. Bunu temizlemeye devam edeceğiz."

Son bir ayda meydana gelen terör saldırılarına değinen Türkeş, Türkiye'nin ve Türk insanlarının hak etmediği bu terör eylemlerinde Hakk'ın rahmetine kavuşan bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diledi. Türkeş, İstanbul Beşiktaş ve Ortaköy'de yaşanan terör saldırılarının tarihi itibarıyla birbirinden farklı olsa da, ikisinin de ülkemize, Türkiye'nin birlik ve beraberliğine, birlikte yaşama isteğine karşı yapılmış eylemler olduğunu vurguladı.

Rus Büyükelçi Andrey Karlov'un ölümüne neden olan suikastı hatırlatan Türkeş, şunları ifade etti:

"Rus Büyükelçisi, bizim korumakla sorumlu olduğumuz bir insandır. Bu konuda bir tabir vardır 'elçiye zeval olmaz' . Bizim misafirimiz olan, tırnağına zarar gelmemesi gereken büyükelçi, Meclis'e çok yakınında suikasta kurban gitti. Bunu normal karşılamak mümkün değil? Son zamanlarda yaşadığımız olaylara bakıldığında, sosyal medya milliyetçiliğiyle  'Fırat Kalkan'ında çok başarılıydık bizi engellemek istiyorlar' gibi ya da Anayasa değişikliği gibi söylemler paylaşılmakta. Ben bu durumun onunla da ilgili olmadığını düşünüyorum. Bunlar, bu coğrafyanın ve 21. yüzyılın yeni hükümranlık anlayışının bir yansımasıdır. Suriye'yi bölen ve Irak'ı bölmeye çalışan bir yapı, bir güç, bir zihniyet varsa senin 787 bin kilometre kare olarak durmanı, bir bütün kalmanı, direnmeni, muhafaza edilmeni ister mi? Tabi ki istemez. Neden istemiyorlar? Burada bireysel bir düşmanlık, bir kan davası mı var? Elbette hayır. Yeni dünya düzeninde ekonomisi zayıf olup kendini koruyamayacak ve askeri bir güç bulunduramayacak küçük devletçikler kurma projesi mevcut. Bütün bunlar bunun yansımasıdır. Bunu artık görmek, anlamak lazım."

"TERÖRÜN ETNİK KÖKENİ YOK"

"15 Temmuz darbe kalkışması sırasında diğer terör örgütlerinin ara vermiş olmasını mantıklı buluyor musunuz?" şeklinde soru soran Tuğrul Türkeş, sorusunu şöyle yanıtladı:

"Terör örgütüyse fikrini terörle dayatıp ikna edeceğini planlıyorsa o zaman darbe dönemini bir zayıflık anı olarak görüp saldırması gerekmez miydi? Niye ara verdi? Demek ki bunların arasında bir hukuk, bir bağ var, bir ilişki mevcut. Bunların hepsi maşadır. Ateşi tutmak için dünyadaki yapıların kullandıkları maşalardır. Bunların nedenlerinin, gerekçelerinin bir ciddiyeti ve sağlam altyapısı yoktur. Terörist teröristtir, bunlar kandan beslenir ve bununla mücadelenin yolu sadece bunları yok etmektir."

Son bir ayda 150'nin üzerinde şehit verildiğini belirten Türkeş, eylemlerin hedefinin 80 milyonun birlik, beraberlik ve bütünlük içinde yaşama ve yarınlara gitme azmine arzusuna karşı yapıldığını vurguladı.

"Etnisitenin terörde hiçbir önemi yok." diyen Türkeş, "Şu terör örgütüne ait, yok hayır bu olayı bu terör örgütü yaptı. Bu sadece kafa karıştırmak içindir. Gece kulübüne de çevik kuvvete de komando birliğimize de adliyeye de saldırsalar hepsi bu ülkeye yapılmıştır." dedi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Anayasa değişikliği teklifinin gelecek haftadan itibaren TBMM'de görüşüleceğini belirten Türkeş, "Mecliste bir netice alınırsa referanduma gidilecek. 367 oy alsa bile referanduma gidilmesi gerektiği birçok yöneticimiz, arkadaşımız tarafından dile getirildi. Bazıları ise  'ülkede bu kadar anarşi, terör var öyle bir şeye gerek yok' dedi. Eğer hedeflerinizi, planlarınızı ertelerseniz, hiçbir zaman size hiçbir iş yaptırmazlar. Bunu bilmeniz lazım. Onun için bunun zamanlaması manidar, gerekli, gereksiz onlara girmeyin. Bunu da biz başlatmadık. Böyle geldi. MHP'nin saygıdeğer Genel Başkanı bir sabah kalktı 'siz şu işi eskiden beri istiyordunuz hele bir getirin ben de bir omuz atayım, şunu bir halledelim' dedi. Ne deseydik? Mümkün değil. Yardım etme bize. 'Allah razı olsun gel arkadaş omuz ver' dedik. Biraz geç kaldın ama yine de iyidir. Böyle başlamış olan bir süreç. Peki, bu gerekli mi? Bence fevkalade gerekli."

Halk tarafından seçilecek kişinin halkına sorumluluğu olmasının gerektiğinin altını çizen Türkeş, sözlerine şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanının yapması gerekenler vardır ama bu tam olarak belirlenmemiştir. Bu anayasa değişikliğiyle bu tarif yerine oturacaktır. Seçilenin halka bir hizmet arz etmesi lazım. Bazı partiler 'burası sembolik bir görevdir, konuşmasın' diyor. Konuşmayan adamı halk bir daha niye seçsin. Seçtik birini oturdu oraya süs biberi gibi bir kenarda duruyor. Bu da mevcut anayasada tarif edilmemiş bir husustur. Bunun da tarif edilmesi gerekir.

Cumhurbaşkanı partili olur mu, olmaz mı? Herkesin partisi var. Bunu emlak vergisine çevirmeyin. Birbirimizi kandırmayalım. Daha önceki cumhurbaşkanlarının partisi yok muydu? Partileri yoktu da her seçimde ailesini alıp, sandığa gidip resim çektirirken boş oy mu atıyordu? Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacağız? Partisi olamayacak. Yok, böyle bir şey. Partisi olmayan adamın siyasette zemin bulması mümkün değil. Ama faaliyetlerinde ve kararlarında tarafsız davranacak, bu mühim. Kararlarını verirken partizanca davranmaması gerekir. Yoksa partili olmasının ne sakıncası var. Rahmetli Özal’ın, Demirel’in partisi yok muydu? Kenan Evren de oy atıyordu."

"FİİLİ DURUM" AÇIKLAMASI

Türkeş, "fiili durum" tartışmalarına da açıklık getirerek şöyle konuştu:

"Fiili durumu hukuki çerçeveye yerleştiriyoruz sözleri tuzaktır. Açık ve net söylüyorum.  Ne siz söyleyin ne de kimseye söyletin. 12 Eylül 1980 sonrası Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığına göre düzenlenmiş bir anayasa ile Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Kenan Evren'in kullandığı yetkilere ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı yetkiye bakın. Muhalefet iyi bir şey söyler gibi söylüyor. Bu gaflete düşmeyin. Bunun Türkçesi nedir? 'Aslında şimdi Sayın Cumhurbaşkanı suç işliyor da biz bunu bir kılıfına uyduracağız'. Yok, böyle bir şey. Bu lafı bu şekilde kullanmak tuzaktır. Bu lafı savunursanız zımnen siz mevcut cumhurbaşkanının yetkisini aştığını ve suç işlediğini kabul etmiş olursunuz. Mevcut cumhurbaşkanının avantajı nedir? Yüzde 49,5'lik yasal ve meşru bir AK Parti iktidarıyla beraber çalıştığı ve kendisi de bu hareketin kurucusu olduğu için 'şunu şöyle yapın' dediğinde iktidar onun rızasına hürmet ediyor ve o yapılıyor. Burada bir yetki aşımı yok."

Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin bir partiyle ilişkisi, irtibatı olmaması halinde seçim kampanyasını kimin yürüteceğini ve bu kampanyanın finansman desteğinin nasıl olacağına da değinen Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "81 ilde kampanya ne demek. Bunu herhangi bir kişi yapabilir mi? Finansmanı nereden, nasıl olacak? Belediye seçimlerinde siyasi partilere para desteği verilmesi, milletvekili genel seçiminde partilere bütçeden destek verilmesi gibi cumhurbaşkanlığında da bu yardımların yapılması gerekir." İfadelerini kullandı.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.