Ümmiye Teyze Ronaldo’yu Mersin’e gel dedi
ersin Arslanköy'de kurduğu kadınlar tiyatro topluluğu ile başladığı sanat yolculuğunda, dünyanın dört bir yanından ödüller alan Ümmiye Koçak Ronaldoyu mersin'e çağırdı.
Mersin Arslanköy'de kurduğu kadınlar tiyatro topluluğu ile başladığı sanat yolculuğunda, dünyanın dört bir yanından ödüller alan Ümmiye Koçak, Ronaldo ile reklam filminde de oynamasıyla ilgili, "Rüyamda görsem hayra yormazdım. O beni evinde ağırladı. Gelsin biz de onu Mersin'de ağırlayalım" dedi.
Mersin'in Toros Dağlarındaki Arslanköy Mahallesi'nde sadece kadınlardan oluşan bir tiyatro topluluğu kurarak dünyaya sesini duyuran, yazdığı ve yönettiği "Yün Bebek" filmiyle New York Avrasya Film Festivali'nde büyük ödüle layık görülen Ümmiye Koçak, dünyanın en başarılı futbolcularından Cristiano Ronaldo'nun yer aldığı, reklam filminde hem oynadı hem de filmin yönetmenliğini üstlendi. Yıl boyunca Türk toprağından çıkmış gerçek başarı hikayelerini aktaracağı reklam filmlerinden ilkinde yer alarak bir kez daha Türkiye gündemine gelen Ümmiye Teyze, Ronaldo'nun evinde gerçekleştirilen çekimlere hala inanamıyor.
"BUNLAR YAŞANIR ANLATILMAZ Kİ"
Mersin'in merkez Toroslar ilçesi Arpaçsakarlar Mahallesi'nde yaşayan Ümmiye Teyze, evinin kapılarını İHA'ya açarak, duygularını, çekimleri, kamera arkasını ve Ronaldo'yu anlattı. Ronaldo ile aynı reklam filminde oynamasını, "Rüyamda görsem hayra yormazdım" diyerek dile getiren Ümmiye Koçak, "Çok güzel. Bunlar yaşanır, anlatılmaz ki. O kadar mutluyum ki. Bu, parayla satın alınacak bir şey değil, anlatılacak bir şey de değil. Yaşanması lazım. Cenabı Allah herkese kısmet etsin, çünkü çok güzel bir duygu. Takdir ediliyor olmak, emeğinin karşılığını almak, güzel şeylerle anılmak çok güzel bir şey" diye konuştu.
"RÜYAMDA GÖRSEM HAYRA YORMAZDIM"
Ronaldo ile reklam filminde oynamanın, bunun da ötesinde filmi yönetmenin inanılmaz bir duygu olduğunu vurgulayan Koçak, "Rüyamda görsem hayra yormazdım ama şunun da farkındaydım; kendimi tanıyordum, ne istediğimi de biliyordum. Ağır ağır hedefime ulaşacağımı biliyordum. Ronaldo'yu önceden biliyordum, takip ediyordum, yardımsever birisiydi ama rüyamda görsem hayra yormazdım. Çünkü hiç aklımda değildi. Hayal kuruyordum onunla film çekmek için desem bile, hayal kursam bile kendime itiraf edemeyeceğim bir şeydi. Ama gerçekleşti. Çok güzel" ifadelerini kullandı.
Çekimlerin yapıldığı İspanya'nın başkenti Madrid'e ekiple birlikte çok önceden giderek hazırlık yaptıklarını ifade eden Koçak, Ronaldo'yu ilk gördüğünde ise gerçek olup olmadığına inanamadığını söyledi. Ronaldo ile çekimlerin son gününde bir kez görüştüklerini ve 3 saat bir arada olduklarını belirten Koçak, karşılaşmalarını şöyle anlattı: "İlk gördüğümde inanamadım, "acaba gerçek mi" dedim. Gözümü bir kapattım "ben gerçekten şimdi Madrid'de miyim, gerçek mi bu" dedim. Gerçekten yanımdaydı Ronaldo. Gördüğümde özlediğim oğlumu sanki hissettim. Çok sıcakkanlıydı, çok samimiydi, içtendi. O kadar güzel şeyler oldu ki kamera arkasında. Biz anne-oğul gibiydik, sıcacıktık."
"O BENİ EVİNDE AĞIRLADI..."
Reklam filminin çekimlerine kalabalık bir ekiple hazırlandığını ve ekipteki herkesin kendisine çok büyük destek verdiğini anlatan Koçak, filmi baştan sona kendisinin yönettiğini ifade etti. Filmle ilgili çok geri bildirim aldığını ve çok beğenildiğini vurgulayan Koçak, "Hayal kuramazsam ölürüm. İnsan hayal kurmazsa yaşayabilir mi? Onunla besleneceksin. Hayal kurmak beleş, hayallerinin peşinden koşmaksa insanı motive eder. Azimli olacaksın, çalışacaksın, mücadele edeceksin hayallerine kavuşacaksın" diyerek, Ronaldo'yu tekrar görmeyi, hatta başka bir projede çalışmak istediğini de söyledi.
İHA aracılığıyla Ronaldo'yu Mersin'e de davet eden Ümmiye Teyze, şunları söyledi: "O beni evinde ağırladı, gelsin biz de onu Mersin'de ağırlayalım. Ben seve seve ağırlarım. Sırf bunun için gelsin demem de Türkiye'ye geldiğinde tabi ki karşılaşmak isterim, çünkü çok sıcakkanlı, çok içten."
Ronaldo'ya forma imzalatırken yaşadıklarını ve nasıl iletişim kurduklarını da anlatan Ümmiye Teyze, "Herkes sette forma imzalatmak için bekliyordu. Ben de alsam dedim. Bana bir forma verdiler. Gideceğim ama utanıyorum yanına gitmeye, çekiniyorum. Göz göze işaretleştik "gel" dedi, ben gene geri geri duruyorum. Bir daha yaptı ben gene çekindim. Bu sefer menajerine söyledi, menajeri geldi tuttu kolumdan götürdü, imzaladı, sarıldı. İşin en komik tarafı, boyum kısa ya onunki de uzun, millet bir gülüşüyor, koltuğunun altından aşağıda geliyorum. İmzaladı. O kadar güzel ki. Aslında ekranda o kadar sıcak, samimi görünmüyor, ekran arkasında çok sıcakkanlı, samimi. İnsanın içine dokunuyor. Ama televizyonda seyrettiğimde o kadar değil. Kamera arkalarında var. Kahkahalarla gülüştük. O bana bir sürü şey anlatıyor, ben de ona anlatıyorum. O beni anlamıyor, ben onu anlamıyorum, gülüşüyoruz. Gerçekten elimi tutuyor, ben ona "kurban olduğum yavrum seni çok seviyorum" dedim. "Hayallerime kavuştum" diyorum. O bana ne diyor hiç anlamıyorum. Çünkü tercümanı da beklemiyorum. Habire konuşuyorum" dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.