1. HABERLER

  2. EĞİTİM

  3. İAÜ’nde “Medya Günleri”
İAÜ’nde “Medya Günleri”

İAÜ’nde “Medya Günleri”

İstanbul Aydın Üniversitesi, “Medya Günleri” panelinde radyonun önemli isimlerini ağırladı. Best FM'den Cem Arslan, radyonun Türkiye'de perde arkasında itilip ötelendiğine değinerek, “Radyo medyanın ülkemizdeki basketbolu” ifadelerini kullandı.

A+A-

İstanbul Aydın Üniversitesi düzenlediği “Medya Günleri” paneli ile Radyo Televizyon Programcılığı Bölümü öğrencilerini sektörün duayen isimleriyle bir araya getirmeyi amaçladı. Bu hafta Best FM'den Cem Arslan, Radyo Majör'den Cenk Alptekin, Radyo Mega'dan Pınarating ve Radyo Danset'ten Arzu Kaya panele katıldılar.
Gerçekleştirilen etkinlikte Best FM'den Cem Arslan,  90'lardan bugüne radyoculuğun Türkiye'deki gelişimini anlattı. Türkiye'de artık radyocu yetişmediğini vurgulayarak, “Radyoculuğun getirdiği imkânlar nedeniyle bu mesleği seçmek isteyen arkadaşlarımızın çoğu maalesef bu konuda çok başarılı olamadılar. Gerçekten de radyoculuk enteresan bir şey. Televizyon dizilerindeki oyuncuları taklit etmek çok daha kolay olur. Onların üç - dört senelik bir devrini takiben, onların izinden daha yeni versiyonları yetişiyor. Fakat radyocu ülkemizde nedense yetişmiyor,” diyerek konuşmasını şöyle devam etti:

“Radyoculuk zor bir iş. Bu konuda hem sevindiğim hem de üzüldüğüm bir mevzu var. Beni sevindiren kısmı; yirmi iki yıldır hala genç insanlara hitap edebilen bir programı yapabiliyorum. Hâlâ reytingde yeri olan ve satılabilirliği olan bir programı ortaya koyabiliyorum. Buna mutlu olurken, televizyondan radyoya geçmiş birisi olarak bana gelen şu tarz sorular; 'ya abi adam olsan televizyonda programın olurdu' ya da 'sen artık televizyona neden sıçramıyorsun'. Beni gerçekten çok üzüyor.”

“Medyanın üvey evladı radyo"

Radyonun ve radyoculuğun Türkiye'de hak ettiği yerde olamamasına dikkat çeken Arslan, “Mesela tuttuğumuz takım futbolda şampiyon olamayıp, basketbolda şampiyon olduğun da sosyal medyadan yaptığın paylaşımın altında; ‘'Futbolda şampiyon olamadınız için buradan mı yürümeye çalışıyorsunuz’ şeklinde bir yorum geliyor. Radyo da maalesef bu şekilde. Medyanın ülkemizdeki basketbolu, radyo,” dedi. Ünlü radyocu Arslan konuşmasını şöyle noktaladı:

“Amacım radyocu olmaktı ve ben bu işi yapmaktan mutluyum. Radyo programımı dinlerken insanlar çok keyif alıyor ve ben de çok keyif alarak yapıyorum. Ama neden ben bir dizide oynamıyorum ya da televizyon programı yapmıyorum diye yapmam gerekenler bazılarını eksik yapıyormuşum gibi, ya da bir uzvum eksikmiş gibi algılanıyorum. Bunu anlayamıyorum. Radyonun ülkemiz de bir kadersizliği var. Örneğin Altın Kelebek ödülleri veriliyor ve birçok kategoride ödül var ama radyo kategorisi bunlardan birisi değil. Radyo ülkemizde maalesef medyanın üvey evladı gibi. Hep öteleniyor ve perde arkasında kalıyor.” 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.